Gerçek Tarihte Neler Var?

  Osmanlı'ya ihanet eden ailenin acı sonu. Osmanlı'ya ihanet eden Şerif Hüseyin'in oğlu Irak kralı 1. Faysal ve İngiliz istihbarat subayı Lawrence aynı karede... Şerif Hüseyin Osmanlı'ya ihanet etti ama hem kendisinin, çocuklarının ve torunlarının sonu felaketlerle dolu oldu. Abdülhamid Han, Şerif Hüseyin'i gözü tutmadığı ve İngilizlerle teması olduğu anlaşıldığı için İstanbul'da tutmuştu. İttihatçılar ise işbaşına geldiklerinde büyük bir hata yapıp onu serbest bırakıp, "Emir" ünvanı ile Mekke'ye yolladı. Mekke'ye dönen Şerif Hüseyin, İngilizlerle anlaşarak isyanın pimini çekti, İngilizler tarafından bildiğimiz gibi büyük Arap Krallığı vaadiyle kandırıldı. Bu isyanda Londra'dan yollanan ve resimde gördüğümüz Lawrence'ın dağıttığı altınlar da başroldeydi. Şerif Hüseyin kral yapıldı ama onu da kendisine bağlı bazı kabileler tanıdı, sonunda tahtı 1924'te bugünkü Suudi Arabistan'ın kurucusu Abdülaziz Bin Suud'a bırakmak zorunda

  Sütçü İmam kimdir? Kahramanmaraş’da Kurtuluş savaşının ilk kurşunu Sütçü İmam tarafından 31 Ekim 1919 tarihinde Fransız-Ermeni askerlerine atılmıştır. Sütçü İmam ,  1871  yılında  Kahramanmaraş ‘ta doğmuştur. Asıl adı İmam, süt satarak geçimini sağladığı için “Sütçü” lakabı verilmiştir. Geçimini Kahramanmaraş uzunoluk semtinde süt satarak sağlıyordu. Mondros Mütarekesi  taksim projesine göre; Antep, Maraş ve Çukurova bölgesi Fransız işgal bölgesi olarak taksim edilmişti.  2 Şubat   1919 ‘da çoğunluğu Hintli askerlerden oluşan İngiliz askerleri Maraş’ı işgal etmişler ve şimdiki Ticaret Lisesinin yanındaki kışlaya yerleşmişlerdir.  29 Ekim   1919  tarihine kadar bu bölgede kalan İngiliz askerleri, Ermenilerin sürekli başvuruları ve bu yöndeki girişimleri sonucu Fransız askerleri ile yer değiştirmişlerdir. 2000 kişilik gönüllü Fransız lejyoneri Ermeniler, Fransız ve Cezayirli askerlerden oluşan birlikler  29 Ekim  1919 tarihinde Maraş’a geldiler. 31 Ekim   1919  cuma günü akşamına kadar

ÜNLÜ TÜRK CASUSU "İNGİLİZ KEMAL" Gerçek adı: "Ahmet Esat Tomruk" Aynı zamanda 1932'ye kadar da Türkiye hafif siklet boks şampiyonumuzdur. Sert yumruklarından ötürü 'Tomruk' soyadını almıştır. Her Türk gencinin tanıması gereken, İngiliz Kemal lakaplı Ahmet Esat Tomruk, İstiklal Madalyası'yla ödüllendirilen, yakalandığında türlü işkencelere rağmen asla Türkçe konuşmayan bu vatan evladı TBMM'nin kendisine bağladığı aylığı dahi almayarak yaşama gözlerini yoksulluk içinde yummuştur. Sarışın ve mavi gözlüdür. Galatasaray Lisesi'nde ve İngiltere'de okudu. Boks şampiyonuydu. Ortalama İngiliz'den daha iyi İngilizce konuşuyordu. Babası öldüğünde, Ahmet Esat Tomruk 5 yaşındaydı. Fransızca, Rumca, İtalyanca ve İngilizce bilir. Teşkilat-ı Mahsusa üyesidir. Ahmet Esat Bey, İngiliz Sahra Hapishanesinde işkence görmüş ama Türk olduğunu ve görevini asla söylememiştir. Kaçtıktan sonra Biga'da Kuva-yi Milliyeciler'e sığınmıştı. Bu arada ona

Osmanlı'ya ihanet eden Rum Patrik 'in  Rus Çarı Alexander'a  yazdığı ihanet mektubu şöyledir: "T ürkler'i maddeten ezmek ve yenmek mümkün değildir. Çünkü Türkler çok sabırlı ve mukavemetli insanlardır. Gayet mağrurdurlar ve izzet sahibidirler. Bu hasletleri de, dinlerine bağlılıklarından, kadere rıza göstermelerinden, ananelerinin kuvvetinden; padişahlarına, kumandanlarına ve büyüklerine olan itaatlerinden gelmektedir. Türkler zekidirler ve kendilerini müspet yolda sevk ve idare edecek reislere sahip oldukları müddetçe de çalışkandırlar. Gayet kanaatkârdırlar.. Türkler'de evvela itaat duygusunu kırmak ve manevi bağlarını yok etmek, dini inançlarını zaafa uğratmak icap eder. Bunun da en kısa yolu, milli ve manevi değerlerine uymayan harici fikirler ve davranışlara onları alıştırmak olacaktır. Türkler dış yardımı redderler; haysiyet duyguları buna manidir, dış yardıma alıştırılırsa maneviyatları sarsıldığı gün olacaktır.  kudretli, kalabalıklar önünde zaf