Bir başka Yunan mezalimi Tripoliçe katliamı

 


23 Eylül 1821 tarihinde Yunanlar Osmanlı Devleti'ne karşı ayaklandıkları Mora İsyanı sırasında ele geçirdikleri Tripoliçe´de Türkleri katletti.

________________________


Mora İsyanı, 1821-1829 yıllarında Yunanistan'ın Osmanlı Devleti'nden bağımsızlığını kazanmasıyla sonuçlanan ayaklanmadır

19. yüzyıla kadar başarısızlıkla sonuçlanan Yunan isyanları 1821’de Mora Yarımadası’nda başlayan isyanla yeni bir sürece girdi

Ayaklanmalar kısa bir süre içerisinde yayıldı

Yunan isyanları, zengin tacirler, diaspora, ayrılıkçı cemiyetler, Fener Rum Patrikhanesi ve Avrupalı devletler tarafından desteklendi

Mora’da Yunanların saldırıları üzerine, Mizistre, Levendar, Fenar ve Bardine’nin Müslüman halkı Tripoliçe’ye; Endruse ve Nişter halkı Koron, Moton ve Anavarin’e; Gaston halkı da Lale Kalesi’ne sığındı

Tripoliçe, Yunan isyancılar tarafından ele geçirilince Müslümanlar öldürüldü, camiler kiliseye dönüştürüldü

Katliamda, yaş ve cinsiyet ayrımı yapılmadı

Kadınlara ve çocuklara öldürülmeden önce işkenceler yapıldı

10 binin üzerinde Türk öldürüldü

Paralarını sakladığı şüphe edilen tutsaklara işkence edildi, kolları ve bacakları kesildi

Hamile olan kadınların karınları kesildi

Haftalarca aç bırakılan Türk çocukları çaresiz yıkıntıların arasında koşarken Yunanlar tarafından vuruldu

1821 Nisan tarihine kadar Mora Yarımadası’nda yaşayan 50.000 kadar Müslüman’dan hiçbiri kalmadı

Müslüman Türkler ya kaçtı ya da Yunanlar tarafından öldürüldü


İngiliz tarihçi Walter Alison Phillips Tripoliçe katliamı hakkında:


« 
Üç gün boyunca şehrin sakinleri, bir vahşi çetenin kötülüğüne ve keyfine bırakıldı. Yaş ve cinsiyet ayrımı yapılmadı. Kadınlar ve çocuklar, öldürülmeden önce işkencelere tabî tutuldu. Katliam o kadar büyüktü ki, Kolokotronis kapıdan hisara kadar atının ayaklarının yere hiç dokunmadığını söyledi. Şehirdeki Yunan zaferinden sonra yol kenarları cesetler ile doldu. Kadınların ve çocukların bulunduğu Müslüman kitleleri, yakınlardaki dağlarda sığır gibi doğrandı. »

(Walter Alison Phillips


William St. Clair katliam sırasında 
Tripoliçe'de bulunan yabancı subayların gördüklerini böyle anlatmıştır:
« "10 bin üzerinde Türk öldürüldü. Paralarını sakladığı şüphe edilen tutsaklar işkence edildi. Kolları ve bacakları kesildi ve ateşin üzerinde yavaş yavaş kızartıldılar. Hamile olan kadınların karınları kesildi, kafaları kesildi ve köpek kafaları bacaklarının arasına sokuldu. Cumadan pazara kadar hava cığlık sesleriyle doluydu.... Bir Yunan 90 kişiyi öldürdüm diye övünüyordu. Yahudi topluluğu sistemli bir şekilde işkenceden geçirildi.... Haftalarca aç bırakılan Türk çocukları çaresiz yıkıntıların arasında koşarken Yunanlar tarafından yere atıldılar sonra vuruldular.... Su kuyuları cesetlerle dolduruldu..."

"Yunanistan'daki Türkler arkalarında az iz bıraktılar. 1821 ilkbaharında dünyanın geri kalanı tarafından arkalarından gözyaşı dökülmeden ve farkedilmeden aniden yok oldular. Bir zamanlar Yunanistan'ın bütün ülkenin etrafına dağılmış büyük bir Türk nüfusuna sahip olduğuna bile inanmak zordu. Bu ailelerin arasında varlıklı çiftçiler, tüccarlar, memurlar yaşıyordu ve yüzlerce yıl boyunca burada yaşamış ve buraları kendi yurtları olarak kabul etmişlerdi... Kasıtlı ve acımasızca öldürüldüler ve hiçbir zaman pişmanlık gösterilmedi." »

Alıntı: Vikipedia

Yorumlar

EN ÇOK OKUNAN YAYINLARIM

Biraz bal yüzünden 56 köylüyü şehit eden yunan subayı

Haç ve Hilâl savaşları

Osmanlıya ihanet eden Şerif Hüseyin ve ailesinin sonu

İstanbulun fetih günü 1453 (Fethi Mübin)